Kıbrıs Türk Öğretmen Sendikası dün açıkladığı gibi bugün 08.00-11.00 saatleri arasında sınıfları kalabalık 13 okulda uyarı grevi yaptı.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, konuşmasına Milli Eğitim Bakanlığı’nın sosyal medya üzerinden paylaştığı belgelere yanıt vererek başladı.
Bakanlık paylaşımının “biz çok iyi niyetliyiz, sendikalar kötü” iması taşıdığını anlatan Maviş, söz konusu paylaşımda kullanılan metnin herhangi bir yerde yayımlanmadığını belirterek, Bakanlığı “manipülasyon” yapmakla suçladı.
Eğitim Bakanı’nın Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nı iki öğretmen sendikası ile istişare etmediğini, ve tasarının polis “ablukası” içinde Meclis’e gönderildiğini söyleyen Maviş, Bakanın bu yasanın öğretmenlerin tüm dertlerini çözeceğini iddia ettiğini ancak burada amaçlananın Atatürk Öğretmen Akademisi’ni tüm YÖDAK ve YÖK onaylı üniversitelere denk tutmak ve öğretmen A-B statüsünü değiştirmek olduğunu da kaydetti.
Maviş, Sendikanın taleplerini yazılı olarak raporlar ve araştırmalar şeklinde sunduğunu belirterek, “İki kelimeyle kendimizi ifade etmeyi tercih etmeyiz. Ancak Nazım Bey’e iki kelimemiz var… İstifa et” dedi.
Maviş, sınıfların çocuk başına 2-2,5 m² alan olacak, her çocuğun ders dinlerken oturabileceği 1,4 m² alan olacak; okulların ise her çocuğa 2 m² oyun alanı, her 30 öğrenciye 1 tuvalet düşecek şekilde tasarlanması gerektiğini belirtti. Maviş ayrıca, okullarda, 8 öğretmene kadar en az 16 m² öğretmen odası ile ayrı sanatsal ve kültürel ders odalarının olması gerektiğini de kaydetti.
Sadece kalabalık okulları bölebilmek için ilk aşamada 9 yeni okula ihtiyaç olduğunu aktaran Maviş, Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesini talep etti ancak tasarı çekilse de “okulların gerçek sorunları” çözülene kadar eylemlerine devam edeceklerini vurguladı. Maviş, 26 Mayıs Cuma günü ise bina açısından riskli okullarda grev yapacaklarını, okulların isimlerini ise daha sonra duyuracaklarını belirtti.
KTÖS Başkanı Mustafa Baybora ise kalabalık sınıflarla ilgili, “Öğrencilerle sağlıklı iletişim kurabilmek mümkün mü?; Öğretmenlerin motivasyon ve dikkati sağlayabildiğini, öğrencilerle birebir ilgilenebildiğini iddia ediyor musunuz?; Eğitim ve öğretimin niteliğinin nasıl etkilediği biliyor musunuz?; Hijyen, gürültü ve iletişim problemi olabileceği gerçeğini kabul ediyor musunuz?” gibi sorular yönelterek, somut önerilerini paylaştı.
Baybora’nın sıraladığı diğer öneriler ise şöyle:
“Taşınmaz Mal Vergisi Yasası uyarınca belediyelerin eğitim için ayırması gereken %15’lik oranın devlet katkısından kesilip, Milli Eğitim Bakanlığı veya okulların bütçelerine doğrudan aktarımının sağlanması ve okul bütçeleri ile okul kurullarının oluşturulması.
Her okulun ihtiyacı olan okul yöneticisi, sınıf öğretmeni, okul öncesi öğretmeni, özel eğitim öğretmeni, psikolojik danışman, öğretmen yardımcısı, eğitim çalışanı kadrolarının atamalarının kesintisiz yapılması ve eğitim denetmeni kadrolarının artırılması.
Özel gereksinimli bireyler eğitim yasasının çıkarılması ve kaynaştırmanın dahil olduğu sınıfların öğrenci sayılarının yeniden düzenlenmesi.
Somut plan yapılması, irade koyulması ve bütçeden kaynak ayrılması.”






















