Mısır, bu yıl BM İklim Değişikliği Konferansına ev sahipliği yaparak Afrika kıtasını temsil edecek Bu bağlamda, Konferans müzakerelerine katılan Afrikalı uzmanlardan oluşan bir heyet, 6 maddelik bir talep listesi oluşturdu
Talep listesinde iklim finansmanı, iklim uyum planlarının desteklenmesi, iklim değişikliğinden doğan zararların karşılanması, küresel ısınmanın durdurulması, temiz enerji ve iklim adaleti yer aldı
İstanbul, 5 Kasım 22 (TAK):
Mısır’ın Şarm Eş-Şeyh kentinde 6-18 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’na (COP27) az bir zaman kala Afrikalı uzmanlardan oluşan bir heyet konferansa sunulmak üzere bir rapor hazırladı.
BM öncülüğünde sera gazlarının atmosferdeki konsantrasyonunun belli bir seviyede tutulması için 1994’te de yürürlüğe giren sözleşme kapsamındaki konferansın müzakerelerine katılan Afrikalı heyet, COP27 için “yol haritası” olarak tanımladıkları raporda 6 talebe yer verdi.
İklim politikaları araştırmaları yapan kuruluş Power Shift Africa tarafından yayınlanan rapora göre, uzmanların talep listesinin başında, Afrika ve gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanı sağlanması konusu yer aldı.
İklim finansmanı; fosil yakıt tüketiminin azaltılması ve rüzgar ya da güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin finansmanını ifade ediyor.
Finansman konusu, bu büyük uluslararası organizasyon içindeki en büyük anlaşmazlık noktalarından birini oluşturuyor zira gelişmiş ülkeler 2015 Paris Konferansı’nda (COP21) kabul edilen ve iklim değişikliklerinden zarar gören ülkelere 2020 yılı itibarıyla yıllık 100 milyar dolar yardım yapılmasını öngören taahhütlerini yerine getirmedi.
Karbon salınımının sebep olduğu iklim değişikliğinden etkilenen ülkeler ise 2025 itibarıyla bu finansman taahhütlerinin artırılması için baskı yapıyor.
Afrikalı uzmanlar, COP27’nin başarısının, zengin ülkelerin, olmayan ülkelere yeterli ve hızlı bir şekilde finansman sağlamasından geçtiğini ifade ediyor.
Uluslararası İklim Eylem Ağı Yönetim Kurulu Başkanı Tasnim Essop, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Uzun süredir yürüttüğümüz müzakerelerde, iklim değişikliğinden en çok etkilenen kesimlerin kimler olduğunu net bir şekilde gördük. Bu kesimler aslında bu zararın oluşmasında en az payı olanlar ve bu adaletsiz bir durum.” dedi.
-İklim uyum planlarının desteklenmesi
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması; gelişmiş ve karbon salan ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere, iklim değişikliğinin zararlı etkilerine uyum sağlamaları konusunda destek sağlamasını öngörüyor.
Uyum planlarının finansmanı; kıyıların, deniz seviyesinin yükselmesine karşı korunmasının finanse edilmesi gibi yollarla ülkelerin iklim değişikliklerinin etkileriyle mücadele kapasitesini artırmayı amaçlıyor.
Söz konusu raporda, geçen yıl Glasgow Konferansı’na (COP26) katılan gelişmiş ülkelerin, yıllık 40 milyar dolarlık iklim uyum desteği vermeyi kabul etmesine rağmen bu taahhüdün henüz gerçekleşmediği ifade edildi.
Essop bununla ilgili olarak, “İklim adaleti talep etmemiz gerekiyor. Bu konferanstaki temel meselemizin, iklim değişikliklerinin zararları ve verdiği kayıpların telafi edilmesi için finansman sağlanması olduğunu biliyoruz.” diye konuştu.
– Zararların karşılanması
Rapora göre, Afrika’nın üçüncü talebi iklim değişikliğinden doğan zarar ve kayıpların telafi edilmesini içeriyor.
İklim değişikliğinin bazı etkilerine artık uyum sağlanamadığı ve dünyanın yoksul topluluklarında kaçınılmaz kayıplara ve zararlara neden olduğu belirtilen raporda, bu durumun, Şarm eş-Şeyh’teki konferansta zararlar için bir fon kurulması talebini dillendirmenin önemini ortaya koyduğu kaydedildi.
Power Shift Africa’nın CEO’su Mohamed Adow da AA’ya açıklamasında, geçen yıl konferansın kuzey yarımkürede düzenlendiğini ve bu nedenle sonuçların da İskandinav ülkelerinin çıkarını yansıttığını söyledi.
Adow, Glasgow’daki konferans bittikten sonra zengin ülkelerin iklim finansmanı taahhüdünü yerine getirmediğini ve zararlar için bir fon oluşturulması konusunda pek bir ilerleme kaydedilmediğini aktardı.
-Küresel ısınmanın frenlenmesi
Afrika ülkeleri adına raporda zikredilen dördüncü talep, küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması oldu.
Bu hedefin gerçekleşmesi ise karbondioksit ve sera gazı emisyonlarının 2030’da 2010 yılına oranla yüzde 45 oranında azaltıldığı ve 2050’de net sıfır emisyona ulaşıldığı hızlı bir dönüşümü gerektiriyor.
-Temiz enerji ve iklim adaleti
Rapordaki beşinci talep, gelişmiş ülkelerin sahip olduğu teknolojilerin transferini destekleyerek Afrika ülkelerinde temiz enerjiye geçişin sağlanması ve altıncısı da iklim adaletinin, müzakerelerin merkezine alınması olarak belirlendi.
Adow, “Bu yıl, işleri rayına oturtmak için fırsatımız var. Bunun için iklim krizinin kurbanlarını ve onların ihtiyaçlarını öncelemeye ve yetkili tarafları iklim sorununa çözüm sunacak gerçek tedbirler almaya zorlamamız yeterli.” dedi.
-COP27 ve gündemi
Her yıl bir kıtayı temsilen farklı bir ülkede düzenlenen konferansa bu yıl Afrika adına Mısır ev sahipliği yapıyor.
Bu yıl COP27’ye, 100 devlet başkanının yanı sıra sivil toplum kuruluşu, medya ve şirketlerden delegeler dahil 40 bin kişinin katılması bekleniyor. BM’nin verilerine göre, bu rakam, geçen yıl Glasgow’da 35 bin kişiyle kaydedilen rekor katılımın da üstünde.
Konferansta, sera gazı emisyonlarının acilen azaltılması, iklim değişikliğinin kaçınılmaz sonuçlarına uyum sağlanması ve gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere iklimle ilgili finans sağlama taahhütlerinin yerine getirilmesi gibi bir dizi konunun ele alınması bekleniyor.
Yuvarlak masa tartışmalarında ise adil dönüşümler, gıda güvenliği, iklim ve kalkınma için yenilikçi finansman, enerjinin geleceğine yatırım, su güvenliği, iklim değişikliği ve güçsüz toplumların sürdürülebilirliğinin ele alınacağı ifade ediliyor.


















