Millet elektrik kesildiği anda Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na küfrediyor!..
Ben “Millet haksızdır” demiyorum!..
Sonuçta her ay elektrik faturasını ödeyen millet, fişi açtığında evinde lambasının yanmasını ister!..
Bundan daha doğal ve haklı bir istek olamaz!..
Ancak bu haklı istek de sorunun çözümüne katkı sağlamıyor!..
İlk önce kabul etmemiz gereken şey, bu işin ana sorumlularının gelmiş geçmiş tüm hükümetler olduğudur!..
Olaya partizanca bakmadan, renge göre hareket etmeden gerçeklerle yüzleşmeliyiz!..
KIB-TEK bir kurumdur ve bu kurum direkt olarak siyasete bağlıdır!..
Yani özerk bir yapı olmadığı için “Lanet olsun KIB-TEK” demenin anlamı yok!..
Aynı şekilde özel bir şirket de olmadığı için direkt KIB-TEK’i suçlamak gereksiz!..
Eğer bir sorumlu aranıyorsa, bu kuruma yatırım yapmak yerine bu kurumu çiftlik gibi kullananlara bakmak lazım!..
Ülkemizdeki çok değerli uzmanlar bugünlerim geleceğini on yılı aşkın bir süredir ifade ediyorlar!!!
Ve yatırım yapılmazsa ülkenin karanlığa mahkum olacağını defalarca her platformda dile getiriyorlar!.. –
Ki bu konuda gelmiş geçmiş tüm hükümetler de hem fikir olmuşlar ki, yatırım yapılacağı sözünü defalarca verdiler, yetmedi örgütlü sendika ile protokol dahi imzaladılar!..
Hasan Taçoy hayatta!..
Son imzanın da son taahhüdün de sahibi kendisi!..
Elbette dönemim Başbakanı Ersin Tatar’la birlikte!..
Sonuç? Verilen sözler havada kaldı!..
Şimdi siyaset yapması gerekeni yapmıyorsa…
Verdiği sözü tutmuyorsa…
Ve kurumu kurtaracak adımlar yerine batıracak adımlar atıyorsa, bizim kalkıp KIB-TEK’e küfür etmemizin mantığı nedir?
Orası bir kurum ve iyi yönetildiği takdirde iyi hizmet verebilir!..
Ancak iyi yönetilmiyor!..
Hatta hiç iyi yönetilmiyor!..
Ve bunun bedelini de biz Kıbrıslı Türk Toplumu ödüyor!..
Yapmamız gereken bu kurumu iyi yönetmeyenlere tepki göstermek!..
Ve kuruma yatırım yapılması için toplumsal baskı kurmak!..
Yoksa bugünü de reel anlamda mumla arayacağız!..
Hem de çok daha fahiş faturalarla!!!