25 Haziran’da yapılacak seçimlerde Bağımsızlık Yolu adayı olan Umut Ersoy TV20’ye konuk oldu ve Ali Kişmir’in sorularını yanıtladı.
Yeni bir yasa tasarısı hazırladıklarını aktaran Ersoy, yasanın AKSA’nın kamulaştırılması ile ilgili olduğunu söyledi. Ersoy, uzun süreden beri AKSA sözleşmesinin feshedilmesi ve Kalecik Santrali’nin kamulaştırılması gerektiğini dile getirdiklerini anlattı. “Bu önerileri rejim partilerinden duyamazsınız” diyen Ersoy, bu önerilerin hepsinin emekten yana, sermayeyi de karşısına alan öneriler olduğunu söyledi. Aksa’yla sözleşmenin CTP tarafından 15 sene evvel ihalesiz bir biçimde yapıldığını belirtti.
Umut Ersoy sayıştay raporları ortada diyerek şöyle devam etti:
“Aksa ile yapılan protokole eklenen ek sözleşmeler ortada, bir de ihtiyaç fazlası ortada, odalardan birliklerden çıkan raporlar ortada…Biz hazırladığımız yasayı El-Sen ile de paylaştık, Kıb-Tek kamulaştığı anda maliyetler de düşecektir tek bir çözüm yolu var düalizm yapmıyorum, ya kamudan yanasın ya da sermayeden yanasın”
Doğrudan muhalefet yapılmadığını belirten Ersoy, mevcut muhalefetin reaksiyonel bir muhalefet anlayışı ile hareket ettiğini, kendilerinin ise bunu değiştirmek istediklerini söyledi.
Ersoy farklı ne yapacakları sorusuna, “bizim muhalefet yaptığımız alanlarda muhalefet yapılmıyor, mesela bizim gündemimizde, toplu taşımacılık var, bununla ilgili Arıklı’ya protesto da gerçekleştirdik” yanıtını verdi.
Ulaştırma Bakanı’nın Düzce Belediyesi ile imzaladığı protokolü eleştiren Ersoy üstelik sözleşmenin Düzce Belediyesi Anonim AŞ ile imzalandığını belirterek “Bizim mimarımız mı yok mühendisimiz mi yok da, Düzce ile anlaşma imzalanıyor üstelik de ihalesiz” dedi.
Ersoy Düzce Belediyesi’ndeki yolsuzluklara da dikkat çekti ve bunların hepsinin ispatlı belgeli takiplerinde olduğunu söyledi.
Trafikte sinir krizi yaşandığını belirten Ersoy, kredi, yedek parça, benzin ve diğer giderlerle kaybedenin vatandaş olduğunu ifade ederek, “Yurt dışına döviz gönderdiğimiz en büyük kalem araba ve benzin ithalatıdır” dedi.
Nüfus sorununa da değinen Ersoy, 3 ayakta bir nüfus akışı oldığunu belirtti ve şöyle sıraladı
1- Öğrenci olarak gelen nüfus
2- Çalışma izniyle gelen nüfus
3- Bir de elini kolunu sallayarak gelen nüfüs
Ucuz iş gücü amacı ile gelenlerin güvencesiz çalıştırıldığını belirten Ersoy “çalışma izinleri derhal durdurulmalıdır” dedi.
Bunun içerdeki emeği de değersizleştirdiğini belirten Ersoy vatandaşlık konusuna da değindi ve Bakanlar kurulu’nun belirli bir kritere ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Mevcut yapının geleceği inşa etmenin önündeki en büyük engel olduğunu belirterek, çalışma izni kriterlerinde hukuk kriteri olması gerektiğini de belirten Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nun gerçek adayının fikirleri, programı ve mücadelesi olduğunu söyledi. Kendinin de taşıyıcı olarak görevlendirildiğini anlatan Ersoy, seçim sürecini diğer mücadele alanlarından hiçbir farkı olmadığını ifade etti. Meclise girerse bir farklarının olacağının altını çizen Ersoy, emekten yana, sermaye karşıtı ve farklı çözüm önerileri sunan bir partinin meclise gireceğini belirtti.



















