Öğretmenler haftalardır gerek çocuklarımız için gerekse de gelecek nesillerimiz adına hak arayışında!..
Kendilerine desteğimiz tamdır, bunu defalarca dile getirdik!..
Yalnız şunu hatırlatmak isterim;
-Bu hak arayışı sırasında kendilerine tüm kapıları kapatan, karşı oldukları yasaları inatla geçiren ve hala bugün eylemlerine devam etmelerine neden olan kişi Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’dur!..
Ona destek olan hükümet ise UBP, DP ve YDP’den oluşmaktadır!..
Bunu neden mi hatırlatma gereği duydum?
Çünkü öğretmenlerimiz, kendilerini hiçe sayan bu anlayışla masaya oturmuş ve eylemler nedeniyle sınavları gerçekleşmeyen çocuklarımız hakkında kararlar almışlardır!..
Öncelikle bu vakitten sonra sınav yapılmama kararı çok doğru ve yerindedir!..
Ancak sınav yapılmayacak olan çocuklara ikinci dönemin ilk sınav notunu, ikinci dönemin son sınav notu olarak vermek tam anlamıyla haksızlıktır!..
Adaletsizliktir!..
Verilen kavganın bedelini çocuklara ödetmektir!..
İlk sınavdan düşük not alan bir çocuğa hakkı olan fırsatı ve şansı tanımamaktır!..
Düşününüz, bir aile ilk sınavda başarısız olan ve düşük not alan çocuğuna ikinci sınav dönemine kadar zayıf not aldığı ders veya derslerden daha iyi not alabilmesi için para karşılığı özel ders aldırtıyor!..
Bir taraftan aile bütçesi sarsılırken, diğer taraftan bahse konu çocuğun oyun saatinden çalınıp düşük not aldığı dersten geçer not alabilmesi için üzerinde baskı oluşturuluyor!..
Ve bu yoğunlukta geçen çalışma sürecinin ardından siz o çocuk ile ailesine “Paranız da emeğiniz de çöpe gitti. Çocuğunuzun notu ilk sınavda aldığı nottur” diyeceksiniz!!!
Böyle bir adaletsizliğe kim nasıl onay verdi bilmiyorum ama şahsen bir veli olarak ben çocuğuma düşük not verildiği takdirde soluğu yargıda alacağım!..
Ve bu adaletsiz kararın altında kimin imzası ve onayı varsa hepsinden hesap soracağım!..
Gerçekten yeter artık!..
Hade bize acımıyorsunuz anladık, peki ya çocuklarımıza?
Yapılması gereken tüm çocukları bir üst sınıfa geçirmek ve mezun olacak olanı mezun etmektir!..
Aksi bir tavır, bu çocukları bütünlemeye götürmek, başarısız olduğu takdirde de sınıfta bırakmaya sürüklemektir!..
Şu anda bu çocukların bütünlemeye hazırlanacak ne ruh hali ne de bu süreci kaldıracak psikolojileri vardır!..
Çoktan kafa olarak tatile girmiş durumda olan bu çocukların bir bölümüne bedel ödetmek gerçekten ayıptır!..
Üstelik bu çocuklar yıl içerisinde arkadaşlarını kaybettiler!..
Bizlerden çok daha fazla bir şekilde 6 Şubat depreminden ve yitirdiğimiz canlardan etkilendiler!..
Yaşanan bu acının üzerine şimdi bir de bu bedel ödetme çok fazla?
Tüm kesimlere çağrım, kavgalarımızın bedelini çocuklarımıza ödetmeyelim!..
Onlar bizim geleceğimizdir…



















