Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası teknik liselerdeki kalabalık atölyeler ve eğitimdeki yapısal sorunlara dikkat çekmek amacıyla Lefkoşa Türk Lisesi’nde uyarı grevi gerçekleştirdi. Başkan Selma Eylem, “Ülkenin imam hatiplere değil, bilimsel ve laik bir eğitim sistemine ihtiyacı var” dedi.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), liselerde, özellikle teknik liselerdeki teknoloji atölyelerinde kalabalık öğrenci nüfusu bulunduğu ve eğitimde süregelen sorunların çözümüne öncelik verilmediği gerekçesiyle Lefkoşa Türk Lisesi’nde uyarı grevi yaptı.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, “ülkenin imam hatiplere ya da ilahiyat kolejlerine değil eşit, bilimsel, lâik ve Atatürk’ün çizdiği yol ve çizgide bir eğitim sistemine ihtiyaç duyduğunu” savundu.
Eylem, okul önünde yaptığı açıklamada, Rauf R. Denktaş Meslek Lisesi’nde olduğu gibi LTL’de de atölyelerde bir kalabalıklaşma yaşandığına işaret etti. Eylem, tüzük, yasa ve Anayasa tanımaz şekilde hareket edilerek, eğitimdeki sorunları gidermek yerine öğretmeni korkutma, sindirme ve sendikal mücadeleyi zayıflatma yolunun seçtiğini iddia etti.
Selma Eylem, Milli Eğitim Bakanlığı’na “müdür, müdür muavini, atölye şefi eksiklikleri, konteyner sınıflarda okumaya devam eden öğrenciler, özelde çalıştıktan sonra devlete geçecek öğretmenlerin sorunları ve disiplin tüzüğü” üzerinden eleştirdi.
Eylem, bugün Cumhuriyet Meclisi’nde gündeme gelecek “Gazimağusa’ya ilahiyat koleji açılması” konusunu da eleştirerek, öğretmenin bilimsel, laik, eğitim ve çağdaş çalışma koşulları için mücadeleden vazgeçmeyeceğini söyledi. Çok fazla din dersi içeren bir müfredat, başörtüsü ve gezilerle toplum mühendisliğinin hedeflendiğini ileri süren Eylem, sorgulamayan, biat eden, itaatkâr bir toplum yaratılmaya çalışıldığını savundu.
GÖKÇEBEL: MECLİSTE BUGÜN KONUŞULMASI GEREKEN BİR BAKANIN ÜLKEYE İHANETİDİR, İLAHİYAT KOLEJİNİN İKİNCİSİNİN AÇILMASI DEĞİL
KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel de Rauf Denktaş Meslek Lisesi’nde 2, LTL’de 1 öğretmenin bugün grevde olduğunu hatırlatarak, Eğitim Bakanlığı’nın kamusal eğitimle ilgili hiçbir gailesi olmamasına tepki olarak bu eylemlerin ortaya konduğunu söyledi.
Aletlerle uğraşılan bölümlerin risk içermesi nedeniyle, ilgili tüzükte “Bir atölyede en fazla 16 öğrenci olur” ifadesinin yer aldığını hatırlatan Gökçebel, öğrenci sayısının bazı okullarda 19, bazılarında ise 20’yi bulduğunu ifade etti. Okulların kozmopolit bir yapıya büründüğüne işaret eden Gökçebel, yabancı öğrencilerle özel eğitim gereksinimi bulunan öğrencilerin aynı ortamda eğitim gördüğünü söyledi.
Tahir Gökçebel, Rauf R. Denktaş Meslek Lisesi’nde günlerdir yaşanan soruna çözüm aramak yerine, öğretmene soruşturma açarak, korkutma ve sindirme yoluna gidildiği eleştirisinde bulunan Gökçebel, LTL’nin halen deprem risk raporunun ortada olmadığı ve devlet okullarının fakirleştirildiği bir ortamda her türlü imkâna sahip ilahiyat kolejlerinin ikincisini açarak kamusal eğitim üzerinde oyunlar oynanmaya çalışıldığını iddia etti.
Okullardaki özel güvenlik görevlisi uygulamasını “Dört tarafı açık ancak kapısında kilit bulunan Nasrettin Hoca türbesine” benzeterek eleştiren Gökçebel, bu güvenlik görevlilerinin güvenlik soruşturmalarının yapılıp yapılmadığını, kadro şemalarının belli olup olmadığını sordu.
Gökçebel, hakkında çeşitli iddialar bulunan bir bakanın öğretmen ve öğretmene hilekar demesinin manidar olduğunu söyleyerek, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu‘na, eğitimin önündeki takozu kaldırıp, kamusal eğitimin önünü açma çağrısı yaptı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gökçebel, “tam gün” denilen eğitimin “sahte tam gün” eğitimi olduğunu ileri sürerek, kadro eksiklikleri ve diğer yapısal sorunlar nedeniyle bunun bir dayatmadan öteye gidemediğini ve “gericileştirme politikasının” bir parçası olduğunu savundu.
Gökçebel, verimsiz ve çalışmayan bir şeyin düzeltilmesi için yaptığı bugünkü eylemin bir uyarı mahiyetinde olduğunu belirterek, bahse konu sorunlara çözüm bulunmaması halinde genişleyerek devam edeceğini de sözlerine ekledi.



















