Lefkoşa Türk Belediyesi ile Gönyeli Belediyesi arasındaki kanalizasyon davası ve bu davanın kararlarından bir tanesinin açıklanıp farklı yorumlanması bazılarına güzel malzeme oldu!..
Özellikle de seçimin kaybedenleri tutunacak dal buldu!..
Yazık!..
Oysa mesele realist olmak!..
Bir tarafta kendi hukukçularına danışarak açıklama yapan LTB Başkanı Mehmet Harmancı, diğer tarafta ise Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı’nın açıklamaları ve iki farklı görüşü var!..
Örneğin ben haddim olmadığı için konunun hukuksal boyutuna değinmeyeceğim…
Diğer arkadaşlara da bunu tavsiye ederim!..
Zaten bu tartışmaya müdahil olmak gerçeklerden kaçmanın en basit yoludur!..
Karar şuymuş, buymuş, ne fark eder?
Ortada bir gerçek var, o da Lefkoşa’nın kanalizasyon hattı olmasa Gönyeli’nin kendi dışkısında boğulacağıdır!..
Haspolat Arıtma Tesisi ile bağlantısının kopacağıdır!..
O nedenle de Gönyeli Belediyesi’nin, Lefkoşa’nın kanalizasyon hattına bağlanmak zorunda olduğudur!..
Ve de bağlı olduğudur!..
Peki, bunun bir bedeli yok mu?
Yani sen bana bağlanacaksın…
Tüm yükünü ben muhafaza edip ben taşıyacağım…
Hatta senin yükün yüzünden ben kendi beldemde sorunlar yaşacağım…
Üstelik seni kendi dışkında boğulmaktan kurtaracağım…
Ama iş bunun bedelini ödemeye geldiğinde “Ben yokum” diyeceksin!..
Bu adalet mi?
Eşitlik ve ortaklık nerede?
Bakınız Hüseyin Amcaoğlu, göreve gelirkenden ilk iş olarak en önemli sorunun kanalizasyon sorunu olduğunu açıkladı!..
Bu yıllardır üzeri örtülen bir gerçekti ve Amcaoğlu göreve gelir gelmez bu örtüyü ortadan kaldırdı!..
Dediğim gibi gerçek bu kadar yalın bir şekilde meydanda dururken, karar farklı olsa ne yazar?