“Yaşar Kemal ile Bin Bir Çiçekli Bahçede” sempozyumu, 2-3 Aralık’ta İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleştirildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı tarafından düzenlenen sempozyumun açılış programına, Amerikalı besteci Michael Ellison, Yaşar Kemal’in kitaplarını İsviçre’de yayınlayan Union Yayınevi yöneticisi Lucien Leitess, şair Ataol Behramoğlu ve Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” romanından aynı isimle beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Türkan Şoray katıldı.
Program açılışında konuşan Türkan Şoray “Yılanı Öldürseler” filminin nasıl çekildiğini dinleyicilerle paylaştı. Kemal’in bu coğrafyada yetişmiş büyük bir değer olduğunu belirten Şoray, “O edebiyat dünyamızın çınar ağacıydı” dedi.
Bir okuru olarak Yaşar Kemal’e duyduğu hayranlığın hiçbir zaman bitmeyeceğini belirten Şoray, şu ifadeleri kullandı:
“Dünya var oldukça Yaşar Kemal kitaplarıyla ve kocaman yüreğiyle, sevecenliğiyle, insanları kucaklamasıyla her zaman anılarımızda ve kalbimizde yer alacak.”

‘BARIŞ VE DEMOKRASİYİ SAVUNDU’
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yaşar Kemal’in barışı ve demokrasiyi savunduğunu ve toplumun vicdanı olduğunu ifade etti.
Yaşar Kemal’in, Anadolu medeniyetinin zirvelerinden gürleyerek gelen bir nehir gibi coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdığını ifade eden Soyer, “Bize birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve geleceğimizle uyumu en yalın haliyle, ustalıkla anlattı. Bu topraklardaki çok renkliliğin, çok sesliliğin, çok nefesliliğin eşsiz manzaraları onun eserlerinde hayat buldu” diye belirtti.
Soyer, Yaşar Kemal’in zorluklara rağmen umutla hiç yorulmadan yazdığını ve adaletsizliklerin karşısında durduğunu söyleyerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
Biz de ondan öğrendiğimiz gibi her ne pahasına olursa olsun yaşamı, barışı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Çok yaşa Yaşar Kemal!
‘TASVİR GÜCÜ KARŞISINDA NEFESSİZ KALIYORUM’
Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” romanını müzikli tiyatro oyununa uyarlayan Amerikalı besteci Michael Ellison, yazarın doğa tasvirlerinin gücü ve saf şiirselliği karşısında zaman zaman nefessiz kaldığını belirtti. Kemal’in eserlerinin her zaman kalıcı olacağını söyleyen Ellison, şöyle devam etti:”
Yaşar Kemal ve eserleri ayrışma eğiliminin tam zıddında yer alıyor. Dinleme, empati kurma, yörüklerin, doğanın ya da yunusların bakış açısından görme kapasitesinden pek çok okur için bir tür kâbusu ya da can düşmanını temsil eden Salman’a dek, her birinin zenginliğini kapsayabiliyor. Dünya her şeyden çok bu tür ruhlara ihtiyaç duymaya devam edecek. Onun eserleri de işte bu yüzden kalıcı olacak.”
‘ANADOLU’NUN DERİNLİKLERİNDE YATAN ÖZ’
Yaşar Kemal’in kitaplarını İsviçre’de yayınlayan Union Yayınevi yöneticisi Lucien Leitess ise, yazarı “Çağımızın son yıllarının büyük yazarlarından birisi” olarak tanımladı. Kemal’in edebiyatının sözlü edebiyat ile yazılı kurgunun tarihsel kesişiminde yer aldığını dile getiren Leitess şu ifadeleri kullandı:
“Her ulusal edebiyat tarihi, kendi doğal gelişimi gereği yüzyıllar önce bu eşikten atlamıştır. Yaşar Kemal’in çağdaş eserlerinde bu geçişi benzersiz bir şekilde deneyimliyor ve anlıyoruz. Yaşar Kemal’in eserlerinde yer alan hiçbir tema geçmişte kalmış bir folklorik motif değildir. Hem şimdiki hem de geniş zamanda muazzam ve şaşırtıcı bir çağdaşlık. Tam da bu nedenle biz Anadolulu olmayanlar, onun eserleri sayesinde Anadolu’nun derinliklerinde yatan özü tanıma şansına sahip oluyoruz. Her bir eseri adeta insanlık tarihinin bir laboratuvarı.”
